Tekirdağ Şarköy'de boşandığı eşi tarafından öldürülen Ayşenur Akkurt davası için protesto yürüyüşü yapıldı. CHP Tekirdağ Milletvekili Nurten Yontar’ın katıldığı yürüyüş Tekira AVM önünden başladı. Hükümet Caddesi'nde gerçekleştirilen protesto yürüyüşünün ardından Kapalı Otopark Meydanı'nda basın açıklaması yapıldı.
Vekil Yontar, “Kadına yönelik şiddet olgusu, cinsiyeti nedeniyle ev içinde ve dışında kadına uygulanan sistematik şiddet davranışlarıdır. Bu şiddetin ardında, erkeklerin toplumun her alanında görülen egemenlikleri ve kadın ile erkek arasındaki eşitsizlikler yatmaktadır. Erkeklerin kadınlara şiddet uygulamasının nedeni: güç göstermek, öfke boşaltmak, kadınları kontrol etmek ya da cezalandırmak psikolojisinden gelmektedir. Fiziksel, cinsel, psikolojik, ekonomik, dijital şiddet biçimlerinin tamamı bu amaca yönelik olup, şiddete maruz kalmak, kadın korku, çaresizlik ve güvensizlik içinde yaşamasına neden olmaktadır ”dedi.
“10 KADINDAN 4’Ü HAYATINDA ERKEK ŞİDDETİNE MARUZ KALMAKTADIR”
Söz konusu bu baskıların istatistiklere de yansıdığını belirten Yontar, “ Yaşam memnuniyeti araştırması sonuçlarına göre yaşadıkları çevrede gece yalnız yürürken kadınların yüzde 31’i kendini güvende hissetmemektedir. Ekonomik İş birliği ve Kalkınma Örgütü’nün verilerine göre Türkiye’de kadına şiddet oranı yüzde 38’dir. Yani neredeyse 10 kadından 4’ü hayatında erkek şiddetine maruz kalmaktadır.Boşanmış veya ayrı yaşayan kadınlarda bu oran yüzde 75'lere varan oranlara çıkmaktadır. Türkiye Büyük Millet Meclisi verilerine göre 14 Mayıs 2023 yılında yapılan seçimlerde 600 milletvekili içerisinde kadın milletvekili sayısının 119, erkek milletvekili sayısının ise 481 olduğu görülmektedir. Meclise giren kadın milletvekili oranı 20233 yılında yüzde 19,83 olmuştur. Yani 4 erkek milletvekiline karşın 1 kadın milletvekili düşmektedir. Diğer taraftan, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun verilerine göre eylül ayında 32 kadın cinayeti işlenmiş, 18 kadın şüpheli bir şekilde ölü bulunmuştur. Öldürülen 32 kadından 12’si boşanmak istemek, barışmayı reddetmek, evlenmeyi reddetmek, ilişkiyi reddetmek gibi kendi hayatına dair karar almak istemesi bahanesiyle, 1’i ekonomik bahane ile, 3 kadın ise asıl hedef olan kadınların yanında olmaları bahanesiyle öldürülmüştür. 16 kadının ise hangi bahaneyle öldürüldüğü tespit edilememiştir. 16 kadının hangi bahaneyle öldürüldüğünün tespit edilememesi, kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin toplumdan saklanmak istenmesinin bir sonucudur. Kadınların kim tarafından, neden öldürüldüğü tespit edilmedikçe; adil yargılama yapılmayıp şüpheli, sanık ve katiller caydırıcı cezalar almadıkça, önleyici tedbirler uygulanmadıkça şiddet boyut değiştirerek sürmeye devam edecektir.” dedi.
“KADINA YÖNELİK ŞİDDET VE KADIN CİNAYETLERİNE SON VERİLMESİ İÇİN NE GEREKİYORSA YAPACAĞIZ”
İstanbul Sözleşmesi’nden hukuka aykırı bir şekilde, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin iradesi yok sayılarak 1 Temmuz 2021 tarihinde çıkıldığını belirten Yontar, “Söz konusu bu hukuksuzluk kadın düşmanlarına cesaret vermiş olup, tüm kadınlar için tümüyle güvencesiz bir dönem başlamıştır. Bizler bu ülkenin kadınlar olarak, kadınları ikinci sınıf insan gören bu zihniyete karşı, haklarımızı, yaşamlarımızı ve kazanımlarımızı sonuna kadar savunacağız. Kadın mücadelesini asla bitiremeyeceksiniz. Kadınları ikinci sınıf olarak gören karanlık odaklarla olan mücadelemiz mutlaka galip gelecek. Kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetlerine son verilmesi için ne gerekiyorsa yapacağız. Ayşenur Akkurt'a adalet istiyoruz” dedi.