1-31 Ekim Meme Kanseri Farkındalık Ayı kapsamında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde konuşma gerçekleştiren CHP Tekirdağ Milletvekili Nurten Yontar, “Dünya Sağlık Örgütü tarafından 2004 yılından bu yana meme kanserinde erken teşhisin önemi ve meme kanseri farkındalığının vurgulanması amacıyla 1-31 Ekim Meme Kanseri Bilinçlendirme ve Farkındalık Ayı olarak belirlenmiştir, aynı zamanda da rengi pembedir. Meme kanseri ülkemizde ve dünyada kadınlarda en sık rastlanan kanser türlerindendir. Bir kadının yaşam süresi boyunca meme kanserine yakalanma riski yüzde 13'tür. Yani 8 kadından 1'inin meme kanserine yakalanma riski her zaman mevcuttur. Çevre kirliliği ve tağşiş gıdalar dolayısıyla bu sayı her gün giderek artmaktadır.
“BAZI FAKTÖRLERİ DEĞİŞTİREBİLİRİZ”
Meme kanserinde risk teşkil eden faktörler olduğu gibi etmeyenler de mevcuttur, değiştirilemeyen faktörler de vardır. Hareketsiz yaşamımızı, beslenme düzenimizi, aşırı kiloyu, alkol ve sigara kullanmayı azaltarak, yağlı ve tatlı yiyeceklerle beslenmeyi bırakarak, hiç doğum yapmış olmamayı, 35 yaşından sonra anne olmayı, hiç bebek emzirmeme gibi bazı faktörleri değiştirebiliriz.
“ERKEKLERDE DE MEME KANSERİ RİSKİ VARDIR”
Fakat değiştiremeyeceğimiz faktörler de var meme kanserinde, mesela kadın olmak fakat emin olun erkeklerde de meme kanseri riski vardır. Aynı zamanda yaş almak, aile geçmişi ve genetik faktörler, belirli gen mutasyonlarını taşıyor olmak, kişisel kanser öyküsüne sahip olmak, yoğun meme dokusuna sahip olmak gibi bazı faktörler de maalesef ki mevcut ve değiştirilemez. Memede ağrısız, zamanla büyüyen bir kitlenin ele gelmesi veya hissedilmesi meme kanserinin en sık rastlanılan belirtisidir. Bundan dolayı, kadınların meme dokularında meydana gelen değişikliği erkenden fark edebilmeleri için kendi kendilerini elle muayenenin önemi çok önemlidir.
“HER YIL YAPILMASI GEREKİYOR”
Önceden 40 yaş sonrası tavsiye edilen fakat bugün 30 yaşlarına indirgenen taramaların her yıl yapılması gerekiyor. Bu taramaların başında jinekolojik muayene ve klinik meme muayenesinin muhakkak yapılması gerekmekte, bunu takiben mamografi ve bunu da destekleyecek ultrasonografinin yapılmış olması gerekmekte. Erken tanıyla meme kanserine bağlı ölümlerin önüne geçirebilmekte ve hastalığın derecesine bağlı olarak da tedavi şekli daha hafif ve daha rahat geçmektedir. Bunun için Sağlık Bakanlığının yerel yönetimlerle, üniversitelerle, okullarla ve sağlık kuruluşlarıyla iş birliği yaparak kadınlarımızın meme kanseri konusunda farkındalığı artırılabilir ve taramaları yapılabilmelidir.
“HER KADINA UYGULANABİLMELİDİR”
Bunun yanı sıra, rahim ağzı kanserine karşı yüksek düzeyde koruma sağlayan HPV aşısı ergenlikten itibaren yaş sınırı olmaksızın her kadına uygulanabilmelidir. HPV aşısını rutin olarak uygulayan ülkelerde yapılan araştırmalar aşının bu kanserden yüzde 80 oranında koruduğunu göstermiştir. Rahim ağzı kanserine yakalanmamak için HPV aşısının ücretsiz olarak Sağlık Bakanlığı tarafından karşılanması bu süreçte büyük önem kazanmaktadır.
“TEŞEKKÜR EDİYORUM”
İktidar milletvekilleri, sakın "Bütçe yok. Tasarruf tedbirleri kapsamında bunları karşılayamıyoruz." demeyin. Emin olun aşıların maliyeti yandaşlara ait sildiğiniz vergiden daha azdır. Bu arada, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Ekrem İmamoğlu'na ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Mansur Yavaş'a bu aşıları ücretsiz sağladıkları için huzurunuzda, tüm kadınlar adına çok teşekkür ediyorum.
“DOKTORLARIN ATANMASI GEREKMEKTEDİR”
Erken teşhisin ne kadar önemli olduğunu bu süreci yaşayan ve şu anda tedavisi devam eden biri olarak belirtmek istiyorum. Asla "Ben kansere yakalanmam." demeyin, yılda bir defa yaptırmanız gereken tüm tetkikleri ücretsiz olarak KETEM'lerde yaptırabilirsiniz fakat KETEM'lerin sayılarının artırılması gerekmekte ve buralara da doktorların atanması gerekmektedir.
“MEMEDER’LERE BAŞVURABİLİRSİNİZ”
Mamografinin aynı anda ultrasonografiyle tamamlanması gerekmekte. Mamografi cihazları daha çok özel sağlık sektöründe bulunmakta bunu devlette de çoğaltmalıyız. Dikkatinizi çekerim, konu hakkında bilgilenmek için ayrıca MEMEDER'lere de başvurabilirsiniz.
“ASLA KORKMAYIN”
Bu hastalığın vücudunuzda yarattığı bazı değişiklikler var; ameliyat sonrası memenin küçülmesi veya tamamen alınması, vücut direncinin azalması, saç dökülmesi ama bunlardan asla korkmayın.
“SAYGIYLA SELAMLIYORUM”
Sizin vücudunuz her şeyden önemli, öncelikle vücudunuzu sevin. Biz kadınlar emin olun çok güçlüyüz, yaşamak güzel fakat sağlıkla, sağlıklı yaşamak ve yaş almak her şeyden daha güzel diyerek Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. Asla, asla, saçınızın dökülmesinden de asla korkmayın” dedi.