Kapaklı Gazetesi - Yeni bir Eğitim – Öğretim yılı başlarken, Çocuk Endokrinolojisi ve Diyabet Derneği Başkanı Prof. Dr. Feyza Darendeliler, çocuk ve gençlerde büyüme geriliğine dair önemli bilgiler verdi. Çocuğun boyunun normal olup olmadığının incelenmesi gerektiğini belirten Doktor Darendeliler, okula dönüş döneminin yaklaşmasıyla büyüme geriliğini işaret eden belirtilere dikkat çekti.

Büyüme geriliği, çocukların olması gereken boya göre daha kısa olması olarak tanımlanıyor. Çocuğun boyunun normal olup olmadığının, sağlıklı çocukların boy değerlerinden hazırlanmış persantil eğrileri kullanılarak değerlendirildiğini belirten İstanbul Ünıversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Pediatrik Endokrinoloji Bilim Dalı Başkanı, Çocuk Endokrınolojisi ve Diyabet Derneği Başkanı Prof. Dr. Feyza Darendeliler, ölçü sistemini şu şekilde özetledi; "Sağlıklı bir çocuğun boyu eğri üzerinde 3. ve 97. persantil çizgileri arasında yer alır ve 2 yaşından sonra çocukluk dönemi boyunca aynı eğri üzerinde devam eder. Çocuğun boyunun persantil eğrilerinde 3. Persantil altında olması, normal persantil eğrileri içinde olsa bile zaman içinde eğri içinde düşme göstermesi ya da anne-babasına göre çocuğun boyunun kısa olması patolojiktir ve tetkik gerektirir. Boy kısalığını veya büyümede duraklamayı yakalayabilmek için tüm çocukların sağlıklı da olsalar belirli aralarla izlemi şarttır."

‘’BÜYÜMEDE DURAKLAMA BAŞKA BİR HASTALIĞIN HABERCİSİ OLABİLİR’’

Büyüme döneminin karmaşık ve birbiriyle ilintili birçok olayın bir sonucunda gerçekleştiğini belirten Prof. Dr. Feyza Darendeliler, yaşanan herhangi bir hastalığın büyüme sürecini olumsuz etkileyebileceğinden ve büyümede duraklamanın altta yatan başka bir hastalığın ilk belirtisi olabileceğinden bahsetti. Doktor Darendeliler, "Büyüme hormonu büyümeyi sağlayan en önemli hormonlardan biridir. Bu hormonun eksikliği yaşayan çocukların boyları kısa ancak kiloları normaldir; yağ dokuları ise fazladır. Büyüme hormonu eksikliği, doğumsal olabileceği gibi sonradan oluşan nedenlerle de olabilir. Ancak olguların yaklaşık yarısında altta yatan neden bilinmemektedir. Bu nedenle gerekli tetkiklerin tümü yapılmalı ve eşlik eden bir hastalık olmadığından emin olunmalıdır." dedi.

‘’4 BİN 500 ÇOCUKTAN BİRİNDE GÖRÜLÜYOR’’

Büyüme hormonu eksikliğine bağlı boy kısalığının farklı çalışmalara göre 4.500 ila 10.000 çocukta bir görüldüğünü belirten Prof. Dr. Feyza Darendelıler, boy kısalığı nedenlerini şöyle özetledi: "Boy kısalıkları normal boy kısalığı (yüzde 80-85) ve patolojik boy kısalıkları (yüzde 15-20) olarak ikiye ayrılır. Normal boy kısalıklarına ailevi boy kısalıkları ve yapısal boy kısalıkları dahildir. Ailevi boy kısalığı, anne ve/veya babası kısa olan çocukların boy kısalığına denir. Yapısal boy kısalığı ise çocukluk dönemlerinde kısa olan, ergenlik başlaması biraz geciken, ancak daha sonra ergenlik başladıktan sonra uzayan ve hedef boylarına ulaşan çocukları kapsar. Patolojik boy kısalığı ise vücut oranı bozuk olanlar ve vücut oranı normal olanlar olmak üzere iki alt başlıkta toplanır. Vücut oranı bozuk olanlardaki boy kısalığı iskelet sistemi hastalıklarından kaynaklanır. Diğer yandan, vücut oranı normal çocuklardaki kısa boylulukta ise Turner sendromu, beslenme bozukluğu ve kronik malnutrisyon, uzun süreli hastalıklar (kalp, böbrek, kan vb.), hormonal bozuklar (büyüme hormonu eksikliği, hipotiroidi )ve psikososyal boy kısalığı gibi nedenler etkili olmaktadır. Ayrıca, zamanında ancak düşük doğum ağırlıklı olarak doğan çocukların %10-15'i de büyümede yakalama yapamamakta ve kısa boylu olmaktadır." 

‘’BÜYÜMENİN İZLENMESİ TAMAMLANINCAYA KADAR DEVAM EDER’’

Çocukta büyümenin ergenlik yaşı tamamlanıncaya kadar izlenmesi gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Feyza Darendeliler, ‘’Büyümenin izlenmesi aile hekimleri ve çocuk doktorları tarafından takip ediliyor. Genellikle ilk 1 yaşta 1-2 ayda bir; 1-2 yaşta 3 ayda bir; 2-6 yaş arası 6-12 ayda bir, 5 yaşından sonra ise yılda bir izlem gerekir. Kız çocuklarda ilk adet olduktan sonra ortalama 6 cm büyüme olur. Erkek çocuklarda ise ergenlik başladıktan 1-2 yıl sonra büyümede hızlanma olur, 16 yaşlarında ise yavaşlar. İzlem, çocuğun büyümesi tamamlanıncaya kadar devam eder. Ergenlik döneminde izlem sadece boy için değil, aynı zamanda ergenlik döneminin çeşitli gereksinimleri göz önüne alınarak yapılır.’’ Şeklinde konuştu.

‘’ANNE-BABANIN KISA OLMASININ SEBEBİ DE ALTTA YATAN BIR HASTALIK OLABİLİR’’

Toplumda en sık görülen boy kısalığının normal kısa boyluluk olduğunu ekleyen Prof. Dr. Feyza Darendeliler, "Normal boy kısalığına sahip çocukların bir kısmının anne ve babası da kısa boyludur. Ancak kısa anne-babada olan bir hastalık anne-babayı da kısa bırakmış olabilir. Dolayısıyla bu hastalık çocuğuna da geçmiş olabilir. Bu nedenle anne ve baba kısa ise bu duruma dikkat etmek gerekir. Patolojik boy kısalıklarında ise boy kısa ve büyüme hızı düşüktür.  Büyüme geriliği de altta yatan bir hastalığın belirtisi olabileceğinden mutlaka doktorun muayenesi ve fizik muayene bulgularına göre uygun tetkiklerin istenmesi ve değerlendirilmesi gerekir." İfadelerini kullandı.

‘’ERKEN TANI VE TEDAVI ILE ZEKA GERILIĞI ÖNLENİR’’

Son olarak erken tanının önemine değinen Doktor Darendeliler, ‘’ Boy kısalığına neden olan hastalığın erken tanısı, erken tedavi açısından önemlidir. Tedavi ne kadar erken başlarsa sonuç o kadar başarılı olur. Tedavi olanağı yoksa bile altta yatan hastalık açısından aileyi bilgilendirme çok önemlidir. Hipotiroidide yenidoğan döneminde tanı konması ve ilk 1-2 hafta içinde  tiroid hormonu ile tedaviye başlanması gerekir. Erken tanı ve tedavi ile boy kısalığının yanı sıra daha da önemlisi zeka geriliği önlenmiş olur. Turner sendromunda ise erken büyüme hormonu tedavisi ile normal nihai boya erişilmesi mümkündür. Doğum tartısı düşük doğan ve kısa boylu olan çocuklarda büyüme hormonu tedavisi ile nihai boyu uzatma konusunda başarılı çalışmalar vardır. İskelet sistemi hastalıklarının bazısında cerrahi olarak boy uzatma operasyonu ile boy uzamasını sağlamak mümkündür.” İfadelerini kullandı.