Kapaklı Gazetesi - Özel Optimed Hastanesi Uzman Psikolog Aslı Çağla Çakıcı, kadının hayatında büyük bir öneme sahip olan gebelik ve doğum psikolojisi hakkında merak edilenleri yanıtladı. Çakıcı, “Doğuma fiziksel, zihinsel ve psikolojik olarak hazırlanmak gerekiyor.” dedi.
DOĞUM PSİKOTERAPİSTİ NEDİR, NASIL ÇALIŞIR?
Doğum psikolojisinin Türkiye’de çok yeni bir kavram olduğunu söyleyen Çakıcı, “Dünyada doğum öncesinde ve doğum sonrasında çalışan psikologlar mevcut fakat biz onlardan farklı olarak Türkiye’de doğum anında da sürece dahil oluyoruz yani aslında doğum anında da çalışıyoruz. İhtiyaç kısmına baktığımızda doğum sürecini ve doğum psikolojisini suyun başını tutmak olarak tanımlıyoruz. Neden dersek eğer biz psikologlar insan hayatında iki tane önemli dönem tanımlıyoruz. 0-3 yaş güvenli bağlanma dönemi ve ergenlik dönemi. Bu iki dönemde anne ve babamızla kurduğumuz ilişkiler aslında yetişkinlikte kuracağımız ilişkilerin temelini oluşturuyor. Tabii ki toplumda ergenlik dönemiyle ilgili bir farkındalık var ve bize bu anlamda yapılan başvuruların sayısı epey fazla fakat 0-3 yaş güvenli bağlanma konusuna henüz pek fazla bilgi sahibi değiliz. Biraz bu anlamda farkındalığın oluşması gerektiğini düşünüyorum ve doğum psikolojisinin önemi hikayesi de tam olarak burada başlıyor.” ifadelerini kullandı.
“DOĞUM KORKUSUNU DEĞERLENDİRİYORUZ”
Özellikle doğum kaygısı, doğum korkusu olan anne adaylarının bu hizmetten faydalanması gerektiğini söyleyen Uzman Psikolog Çakıcı, “Kadın gebe kaldıktan sonraki süreçlerde psikolojisine ve kaygılarına bakıyoruz. Ortalama 3-4 seans süren bir süreç. İlk iki seansı daha çok anne adayıyla yapıyoruz, dediğim gibi yine kendi doğum hikayesi, gebelik, annelik süreçleri, doğum korkusu ilgili kısımları değerlendiriyoruz. Bir seansı baba adayıyla yapıyoruz ve diğer seansı ise anneanne ile yapıyoruz. Anneanne kavramı neden önemli? Çünkü kadının gebelik süreci üç kuşağı etkileyen bir süreç aslında. Anneanneniz annenize hamileyken nasıl bir gebelik süreci geçiriyorsa ister istemez siz de bu süreçlerden etkileniyorsunuz ve bununla ilgili çalışmalar da mevcut. Doğum psikolojisinde bir yandan da hedef şu; kadının kendi travmaları, korkuları varsa eğer bunlara çalışıp bebeğe aktarılmasını önlemek. Çünkü bebeğin kendi hikayesinde ve hayatında bununla ilgili karşılaşacağı problemler, stresler, travmalar olacaktır. Bir de anneninkileri bebeğe aktarmamak adına biraz bunlara çalışmak önemli. O yüzden doğum psikolojisi nu noktada oldukça önemli bir konu niteliğinde.” şeklinde konuştu.
GÜVENLİ BAĞLANMA VE TEN TENE TEMAS NEDİR?
0-3 yaş döneminin ‘güvenli bağlanma’ dönemi olduğunu söyleyen Psikolog Çakıcı, “Anne karnında bebeğin 20. haftasıyla beraber bebeğin duyuları gelişmeye başlıyor ve bu süreçle ilgili bebekle konuşmak, ona müzik dinletmek gibi eylemlerin hepsi bebeğin vücut kayıtlarına geçiyor ve hepsinin bir anlamı bulunuyor. Hamilelik sürecinde babanın bebeğe temas etmesi, bebeğiyle konuşması çok desteklediğimiz olgular ve aslında bağlanma sürecini başlatan da bir durum. Doğum anında da doğum şekli nasıl olursa olsun sezaryen ya da vajinal doğum ten tene temasın desteklenmesi gerektiğini düşünüyoruz doğum psikologları olarak. Çünkü bebek doğduktan sonraki ilk süreçte ben neredeyim ne oluyor derken direkt anne göğsüne geldiğinde, annesi ile ten tene temas yaptığında ilk hissettiği şey annesinin kalp atışları. Bu atışlar 9 ay boyunca duyduğu kalp atışları olduğu için de bebekte güvendeyim algısı oluşuyor. Ten tene temas bağlanma sürecini oldukça önemli yönde etkiliyor. Fakat anne sezaryen doğum yaptıysa ve doğum sonrası bebekle ten tene temas edecek durumda değilse bu durumda baba devreye giriyor ve bebekle ten tene temas uyguluyor. Yapılan araştırmalarda babasıyla ilk ten tene temas yapan bebeklerin ilerleyen dönemlerde babalarıyla daha sağlıklı bir ilişki kurdukları gözlemlenmiştir. Ten tene temas güvenli bağlanmanın ve bağlanma sürecinin önemli bir parçası niteliğinde ve özellikle doğumdan sonraki ilk bir saat içerisinde emzirme ile birlikte desteklenmesi gereken bir süreç. Ten tene temas yapılan bebeklerin çok daha uzun süre emdiği, anneyle olan ilişkisinin çok daha güçlü olduğu ve bebek ilk etapta annenin göğsüne geldiği için hastane mikrobuna daha az maruz kaldığını söyleyebiliriz. Bu da bebeğin dost mikroplarla tanışmasını sağlayıp bebeğin bağışıklığını güçlendiriyor.” şeklinde konuştu.
DOĞUMA HAZIRLIK EĞİTİMİ BU SÜREÇTE NEDEN ÖNEMLİ?
Psikolog Çakıcı, açıklamasını şu sözlerle sürdürdü; “Doğuma hazırlık eğitiminde üç tane kriter önemlidir. Doğuma fiziksel, zihinsel ve psikolojik olarak hazırlanmak gerekiyor. Nasıl ki düğüne hazırlık süreci oluyorsa bu dönemde de bireyler anne ve baba olmak için hazırlık yapmak gerekir. Doğuma hazırlık eğitimi de oldukça önemli ve bu konuda da yapılan çalışmalar mevcut. Bebek öncesinde doğuma hazırlık eğitimi alan çiftlerin hem ilişkileri hem de bebekten sonraki ilişkileri olumlu yönde etkiliyor. Çünkü bebekten sonra çiftlerin arasında farklı bir iletişim oluşuyor ve öncesinde bunları konuşmak oldukça kıymetli. Doğuma hazırlık eğitiminin en büyük önemi ise doğum korkusunu yenmeye yardımcı olmasıdır. Bilgi korkunun en büyük pan zehiridir, kişi bilmeye başladıkça aslında teknik olarak %50 kaygıları azalır. Geri kalan %50’lik kaygı ve korku kısmı da daha çok kişinin kendi hikayesiyle ilgilidir. Orada da kendi hikayesinde travmatik anılar ve doğum hikayesi varsa oralara çalışmak gerekir. Doğuma hazırlık eğitiminde hedef korkuyu ve kaygıyı bir yere koyarak bu süreci daha keyifli ve daha meraklı bir hale getirmek. Fiziksel olarak da doğuma hazırlık eğitimlerinde bir takım nefes ve gevşeme egzersizleri, doğum anında yer çekimini kullanarak bebeğe hangi pozisyonlarda desteklememiz adına da bir hazırlık olduğunu söyleyebiliriz. Doğuma hazırlık eğitiminde her alana dikkat etmek önemli. Eğitime babaların da katılması oldukça önemli, bu süreç içerisinde doğum sadece annelerin yaptığı bir durummuş gibi algılanıyor toplumda. Fakat bebekle beraber anne ve baba rolleri de o anda doğuyor, bu sebeple babanın da eğitimde olması hem sonraki süreci hem de ilişkileri olumlu yönde etkiliyor.”
DOĞUMA HAZIRLIK EĞİTİMİNE ANNE ADAYLARI KAÇINCI HAFTALARINDA BAŞLAMALIDIR?
Gebeliğin 20. haftasının bu eğitimler açısından önemli olduğunu vurgulayan Psikolog Çakıcı, “Özellikle gebeliğin 20. haftasından sonra eğitimi katılımı daha çok tavsiye ediyoruz. Bunun da sebebi anne 20. haftadan itibaren bebeğin hareketlerini ve bebeği hissetmeye başlıyor. Yaptığımız eğitimlerin içeriğinde yer alan bir takım gevşeme egzersizleri açısından da bu dönemde öneriyoruz. Eğitimimiz dört hafta sürüyor ve her hafta 2-3 saatlik bir eğitim süreci oluyor.” dedi.
DOĞUMDA EŞ DESTEĞİNİN ÖNEMİ NEDİR?
Doğum öncesi anne adaylarına en büyük desteğin, eşlerinden geldiğini söyleyen Psikolog Çakıcı, “Doğuma hazırlık eğitimlerinde sürece babaları da dahile etmek istiyoruz çünkü bu gerçekten çok önemli. Doğum anında babalar nasıl davranacaklarını ve eşlerine nasıl destek olacaklarını öğreniyorlar bir anlamda. Bu açıdan sürece eşlerin de dahil olması hem kadın erkek ilişkisindeki rolleri hem de anne baba olma sürecindeki ilişkiyi olumu yönde etkiliyor. Eş desteği gebelikle başlayan ve doğum anında ve bebek doğduktan sonra devam eden bir süreç ve bu süreç çiftin ilişkisini de güçlendiriyor. Bu anlamda bizim çok desteklediğimiz bir durum, hatta doğum anında da istedikleri takdirde babaların da yer almasını sağlıyoruz. Çünkü doğum anı gerçekten çok önemli bir an ve o anda da babanın bulunması ve orada eşine nasıl destek olacağını bilmesi hem doğum ekibinin işini kolaylaştırıyor hem de annenin kendini daha güvende hissetmesini sağlıyor. Aynı zamanda baba da süreçte yardımcı olacağını gördükçe aradaki bağlar da güçleniyor. Bu sebeple babaların bu sürece katılması çok önemli ve kıymetli.” diyerek açıklamasını noktaladı.