“Selam verdim, rüşvet değil deyu almadılar.”
Kanuni Sultan Süleyman Bağdat’ı fethedince meşhur şairimiz Fuzuli Osmanlı sarayının hizmetine girer. Fuzuli, Kanuni’ye kasideler sunar ve ödüllendirilir. Ödülü her ay 9 akçedir. Fakat ödülünü bir türlü alamaz. Fuzuli bu durum karşısında bürokrasiyi, rüşveti ve yozlaşmayı yeren Şikayetname adlı eserini yazar. Yukarıdaki alıntı da bu eserin en bilindik cümlesidir.
Bu vaka yaşandığında tarih 1534'tü. Aradan koskoca 5 Asır geçmesine rağmen hala Fuzuli’nin yergisi yerini buluyor. Bürokrasideki bir türlü aşılamayan duvarlar, vatandaş ile yöneticiler arasındaki yüksek basamaklar, lüks makam araçlarından inen İtalyan takım elbiseli asık suratlar ve saymakla bitmeyecek tavırlar, davranışlar, icraatlar...
Bu memlekette iktidara gelen her parti önce kendinden olmayanı saf dışı ediyor, yerine liyakate bakmaksızın dayı oğlu, amca kızı, falancanın tanıdığını getiriyor. Paran varsa itibar görüyorsun. Sözün dinleniyor. İşlerin tez zamanda görülüyor. Paran yoksa sıradan oluyorsun! Bugün Kapaklı’yı muhafazakar bir parti yönetiyor. Devlet işleyişini, adaleti, ahlaki değerleri evvela kendisi tesis etmesi gerekiyor. Lakin görüyoruz ki bütün bunlara muhalif neticeler ortaya çıkıyor. Yapılış bedelinin çok üstünde verilen yol ihaleleri; cadde ve sokaklar yürünmez haldeyken yürürlüğe konulan keyfi projeler; karla kaplı yollar dururken elde kürekle hizmet ediyoruz pozları; vatandaşa, esnafa “kan emicisiniz” çıkışları; tapu, ruhsat, izin işlemlerinde faturasız para tahsil işlemleri... Yakın zamanda bir iş adamının belediyenin istediği fahiş ücreti vermediğinden dolayı işine başlayamadığını duyduk. Nasıl bir fahiş ücret bilmiyoruz. Ne ücreti olduğunu da bilmiyoruz. Neticede, duyduk!
Bütün bunlardan sonra insan soruyor; yahu Allah korkunuz da mı yok? Burada hesabı sorulmaz da Mahkeme-i Kübra da mı yok! Maşallah tam muhafazakar parti olmuşlar! Bugün Fuzuli gelse yine diyecek ki; “Selam verdim, rüşvet değil deyu almadılar.”