Her öğrencinin hayatında unutamadığı öğretmenleri olmuştur. Kimiyle tatlı kimiyle acı anıları vardır. Hayatına bazı öğretmenleri olumlu, bazıları ise olumsuz tesir etmiştir. Kimisi utandırmıştır herkesin içinde, kimisi umudunu kırmıştır, hayallerini almıştır elinden; kimisi ise umut vermiştir, inanmıştır, güvenmiştir. Bir şekilde hayatımıza etki etmiştir öğretmenlerimiz.
Her zaman duyduğumuz bir söz vardır. Hayattaki en büyük mucize küçükken iyi öğretmene rastlamaktır. İşte böyle bir öğretmenle karşılaşan öğrencinin geleceği de aydınlık olacaktır. Yapılan araştırmalar öğretmenlik mesleğinde başarılı olan kişilerin hoşgörülü, konuşmayı seven, sabırlı, dışa dönük, başkalarına bir şeyler öğretmekten mutlu olan kişiler olduğunu göstermektedir. Öğretmenin kişiliği, karakteri ve mizacı, bilişsel düzeyden daha önemli ve daha değerlidir çünkü öğretmen, bilgi eksikliğini süreçte kapatabilir ancak karakterindeki sorunlardan kurtulması çoğu zaman imkânsızdır.
Öğretmenlik mesleği ekonomik gelirleri, statüsü ya da tatili için yapılacak bir meslek değildir. Hele hele devlet memurluğu hiç değildir. Devlet memurlarını tenzih ederim. Burada vurgulamak istediğim öğretmenliğin, bir mesleğin ötesinde farklı bir değer ve inanç sistemini barındırdığına yönelik inancımdır.
Bizler öğretmen olarak boş veremeyiz. Bana ne deme şansımız da lüksümüz de yoktur. Toplumun öncüsü olarak bizler her şeyden sorumluyuz. Bu yüzden de toplumda yaşanan aksaklıkların ya doğrudan sebebi ya da sebep olanların karşısında durmadığımız için yine mimarı konumundayız.
Öğretmenlerimiz birer liderdir. Öncelikli buna kendisi inanmalı ve lider olduğunu bilmelidir, hiçbir zaman da unutmamalıdır. Biz öğretmenler olarak sözü ağızdan değil yürekten söylemeliyiz, sözümüzün istikametinin ise kulaklar değil kalpler olduğunu aklımızdan çıkarmamalıyız. Yine öğretmen olarak bizler sormadan dikkat etmeden öğrenemeyiz. Öğretmen olarak boş veremeyiz. Ne zaman düşünceli bir çocuk görsek “Neyin var?” diye sormak gibi bir alışkanlığımız olmalı. Zarar gelmez, emin olun… Bizler “Tomurcuk derdinde olmayan tek ağaç odundur.” ve “Çocuklarımızın ayaklarına batan dikenler ya ektiklerimizdir ya da sökmediklerimizdir.” sözlerinden ilham alarak öğretmenliğimizde sürekli faydalı işler yapmayı ilke edinmeliyiz. Hayatına dokunamadığımız her çocuğun sorumluluğunu mesleğimizin kutsallığında hissetmeliyiz. Öğrencilerimizle birçok sosyal sorumluluk projesine imza atarak onların dünyaya daima iyilikle, sevgiyle bakan gözler olarak yetişmelerini istemeliyiz. Bir öğrencinin önce kalbine girmeden asla beynine girilemeyeceğini, kalbine giremediğimiz hiçbir öğrencinin de biz öğretmenlere ne kulaklarını ne de ağızlarını açacaklarını her fırsatta haykırmalıyız.
“Liderim Öğretmenim” ismini verdiğim, önsözünü Prof. Dr. Necati Cemaloğlu’nun yazdığı, başta öğretmenlerimiz ve öğretmen adayları olmak üzere eğitimin paydaşı olan öğrencilerin, velilerin ve eğitime ilgi duyan herkesin kendisine pay çıkaracağı, yaşamından izler bulacağı fikirler, örnek olaylar, alıntılar ve deneyimleri; bilimsel bilgiler ve araştırmalar ile harmanlayarak sunan kitabım okuyucularla bugün buluştu. Herkese fayda sağlamasını diliyorum. Özellikle eğitimcilerimizden temel beklentim şudur: Liderim Öğretmenim isimli kitabıma ulaşıp okuduktan sonra tavsiye etmeye değer bulmanız halinde bu kitabı ulaşması gereken gerçek kitleye ulaştırmanızdır. Şu an Cinius yayınevine ait Cinius Shop’ta satışa sunulan kitabım gelecek hafta içinde Kitapyurdu, Amazon, Kida, D&R gibi satış sitelerinde de yerini almış olacak. İmzalı olarak veya doğrudan yazardan kitabı temin etmek için ise @LiderimOgretmenimKitabi Instagram hesabından veya [email protected] eposta adresinden iletişime geçebilirsiniz. Kalın sağlıcakla…
Erkin SAÇAR
Eğitimci Yazar / Türkçe Öğretmeni