Gördüğüm kadarıyla bugün birçok vatandaş siyasete ‘siyasetçi’ gibi bakıyor. Aklına yatan görüşü, canı pahasına (hatta bazen canından çok) sahipleniyor. Bu algı genelde 60 veya 80 darbelerini yaşamış, apolitik olması konusunda tembihlenmiş nesillerde bu şekilde. Çünkü bu insanlar siyaseti bir örf gibi büyüklerinden öğrenmiş kişiler. Sosyolojik olarak bakarsak şunu gönül rahatlığı ile söyleyebilirim ki; insanlar ailelerinin tuttuğu siyasi görüşü bir gelenek, bir namus, hatta (tabiri caizse) bir din gibi benimsemiş durumda.
Bugün birçok siyasi partinin taraftarları, sempatizandan öte holiganlık derecesinde partisini savunur hale geldi. Önceden (MHP, BBP vb. gibi) yalnız ideolojik partilerde görebileceğimiz ‘siyasi görüşe göre yaşama’ stilini kendine enjekte etmiştir. Hatta o kadar ileri gidiliyor ki maalesef siyasi görüş için insanlar birbiri ile kavga ediyor, yeri geliyor birbirini öldürüyorlar.
Bu tip insanların giderek arttığı ülkemizde, maalesef biz yerel basına da bu konuda tepkiler sürüyor. Yalnızca gazetemiz değil, bölgede yayın yapan diğer gazetelere de gün aşırı gelen ‘hakarete varan’ yorumlarla karşı karşıya kalıyoruz. Oysa tek derdi ‘siyasetçilerin söylediğini halka aktarmak’ olan biz basın mensuplarına gelen tepkileri hayretle karşılamak gerek. Desteklemediği bir başkan adayının söylemlerini duyan bazı insan(!)lar, sinirlerini basın mensuplarından çıkarıyor.
Hatta bu durum öyle ayyuka çıkmış ki bazı kendini bilmezler basın mensuplarına ‘’SEN BİZİM BAŞKANIN HABERLERİNİ NİYE YAPMIYON?’’ diye çıkışma lüksünü kendinde buluyor. Değerli vatandaşlar eminim ki sizler bunu hayretle karşılıyorsunuz fakat şunu söyleyeyim; Bizler davet edildiğimiz yerlere iştirak ediyor ve bunu haberleştiriyoruz. Bir siyasetçinin söylemlerini geniş kitlelere yayma gibi arzusu varsa bizi davet ediyor, biz de elimizden geldiği kadar iştirak edip ‘tarafsızlık’ sınırları çerçevesinde yayıyoruz.
Bunlardan en yakın örneği; Cumhur İttifakı’nın AK Partili Kapaklı Belediye Başkan Adayı Mustafa Çetin’in haberleridir. (En çok eleştirildiğimiz konu olduğu için örnek veriyorum.) Başkan Çetin’in programları ilk günden beri bizlere epey gecikmeli de olsa gelmiş, gazetemiz adına şahsım da neredeyse tüm mitinglerini takip etmişimdir. Çok değil, gazetemizin site arşivindeki ‘Siyaset’ kısmından bakıp görebilirsiniz.
Fakat her ne olduysa TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un ziyaretinin ardından bizlere gelen davetler kesilmiş, programlar hakkında bilgi almak güçleşmiştir. Elbette biz bu durumun ardından ‘öğrenebildiğimiz kadar’ bu programları takip etmeye çalıştık fakat bir yerden sonra diğer siyasi görüşteki başkan adaylarının da davetleri olduğundan onlara iştirak ettik. Tabi siz durumu farklı yorumlayabilirsiniz, lakin yine de konu tamamen bundan ibaret. Konuyla ilgili söylemlerimi AK Parti Kapaklı İlçe Başkanlığı’nda bulunan SKM Başkanı Mehmet Aymak’tan teyit ettirebilirsiniz. Kendisine de konu hakkında defalarca serzenişte bulunmamıza rağmen, iletişimi bir türlü sağlayamadık.
Uzun lafın kısası;
Oturmadığınız bir bina, hoşunuza gitmeyen bir renge boyanıyor diye boyacıya kızmak neyse; hoşunuza gitmeyen bir siyasi görüşteki liderin hoşunuza gitmeyen söylemlerini yazan gazeteciye kızmak da o.
Saygılarımla..