Siyaset hızla irtifa kaybediyor..
Gün geçtikçe kalitesini yitiren siyasetçi profilimiz, maalesef ki bölgemizde bu düşüşten oldukça etkilenmiş durumdadır..
Siyasi parti teşkilatları uzunca bir süredir kalifiye kadro sıkıntısı yaşamaktadırlar..
İlçe yönetimleri, hatta ilçe başkanları, hatta meclis üyeleri ve hatta milletvekilleri bile tamamen liyakatsiz kişilerden oluşmaktadır..
Türk siyasetinin, genelde yaşamış olduğu sıkışma ve tıkanmanın da bunda çok önemli olduğu gerçeği ortadadır..
Saygın kişiler, saygınlıklarını korumak adına siyasetten uzak duruyor, özellikle yerel teşkilatların yönetimlerinde yer almak istemiyorlar..
Haklılardır da..
Açık ve net görülmektedir ki; partiler yoktur, genel başkanlar vardır, katılımcı demokrasi yoktur, tek kişinin emri vardır, parti içerisinde seçme ve seçilme hakkı yoktur, emre itaat vardır, gönül birliği yoktur, menfaat birliği vardır, memleket meselesi yoktur, kişilerin meseleleri vardır..
Dolayısıyla, birikimli, bilgili, siyasete katkı sunabilecek nice değerli insanlar bu alandan hızla uzaklaşıyor, değerlerini ezdirmemek adına hiçbir siyasi oluşumun içerisine girmiyorlar..
Ve dolayısıyla, maalesef ki bir çok siyasi parti, temsil yeteneğinden yoksun, kaliteden uzak, seviyesi düşük, karakteri noksan, eğitimsiz, kültürsüz, yeteneksiz ve düşük kişilere kalmıştır..
Siyaset üretemeyen, politika geliştiremeyen, etki oluşturamayan, gündem yakalayamayan ve yaratamayan, sorun tespit edemeyen, sorunlara çözüm üretemeyen, siyasi nezaketi bir yana bırakalım, insani nezaketten bile bihaber bir sürü kişilerce işgal ediliyor maalesef koltuklar..
Çok üzücü bir durumdur ki; konuşmasını bilmeyenler, sosyal medyada düzgün cümle kuramayanlar şu günlerde, ilçe yöneticileri konumundalar, meclis üyeliği durumundalar, ilçe başkanlığı makamındalar..
Bu durum elbette ki kendilerinin günahı değildir..
Şüphesiz ki bu durumun günahı, siyaseti tıkanıklığa sürükleyenlerindir, siyasetteki kaliteyi ayağa düşürenlerindir..
Elbette ki bu durumun günahı vebali, her kürsüye çıkışında, kendisiyle aynı düşünmeyenlere hakaret ve küfürler yağdıranlarındır..
Çerkezköy’de Mustafa Ordu’yu özledik.. Mehmet Uz’u özledik.. Asuman Azak’ı özledik.. Adil Akay’ı, Ahmet Azcan’ı özledik.. Hataları, günahları vardır ama, bir kalitesi vardı, Remzi Garip’i özledik..
Kapaklı’da, Şemsettin Dubaz’ı özledik.. Enver Özel’i özledik.. Ali Bayhan’ı özledik.. Nuri Ertaş'ı özledik.. Yavuz Ündü’yü özledik..
Elbette ki kazanmak için bir takım kavgaların, gürültülerin içerisinde olmuşlardı, ama bugünkü nezaketsizlikten uzaktılar, halkla iletişim kurmasını biliyorlar, konuşabiliyorlardı..
Onların olmadığı yerlerde, şimdi, kimisi cinsel organıyla konuşuyor, bir diğeri kucağına alıyor, bir başkası dans ettiriyor, bir çoğu da sosyal medyada kazan kaynatıyor..
Sorsanız, hepsi de siyasetçi..
Peh!..