Türkiye, uluslararası hukuktan doğan haklarını kullanarak 1974’de Kıbrıs’a asker çıkardı ve adanın Kuzey tarafını fethetti. Kıbrıs’taki haçlı uşakları hiç boşuna gocunmasın. Evet, bu bir fetihtir; işgal ya da ilhak değildir. Türkiye’nin Kıbrıs fethini işgal ya da ilhak olarak göstermeye çalışanlar soysuzun önde gidenidir.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) muallakta bırakılan mevcut statüsü maalesef 1974 Kıbrıs Barış Harekâtından sonra iş bilmez politikacılarımız yüzünden sürekli ayağımıza dolaşan bir probleme dönüştürülmüştür. Hem Kuzey Kıbrıs’ın bağımsız bir devlet olarak tanınmasında gönülsüz davranılması hem de anavatanla bütünleştirilmesine ayak direnmesi, tam anlamıyla Mustafa Akıncı kafasıdır ve ne yazık ki bugün çok eleştirdiğimiz KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı gibi bizde çok sayıda politikacı vardır.
Mustafa Akıncı familyasından Sorosçu tiplerin buram buram Türk ve Türkiye düşmanlığı kokan cüretinin altında onlara gösterilen aşırı müsamaha yatmaktadır. Uygun zemini bulmasalardı bu cüreti gösteremezlerdi. “Kıbrıs Türk’tür Türk kalacak” sloganından rahatsız olan Mustafa Akıncı kafası şimdiden en şedit şekilde ezilmelidir.
Mustafa Akıncı familyasıgillerin isteği nedir sorusuna cevap vermeden Kıbrıs konusunda isabetli bir çıkarım yapamayız.
Mustafa Akıncı familyasıgiller, Kuzey Kıbrıs’ın Güney Kıbrıs Rum Kesimi tarafından ilhakını ve Kıbrıs’taki Türk varlığını sona erdirilmesini hedeflemektedir. Böyle bir kafa yapısında olmasalar Avrupa Birliği, ABD, Vatikan ve bilimum şer odakları tarafından fonlanmazlardı. Böylelerinin Türkiye’ye diklenmesinin sebebi budur.
Bir de madalyonun öbür yüzü var.
Türkiye’den nefret eden KKTC Cumhurbaşkanı acaba idare ettiği o el kadar kara parçasında ne gibi icraatlar yapıyor! KKTC’ye giden herkesin göreceği ilk manzara adada halka hizmet namına bir şeyin yapılmadığıdır. Kumarın, kara para aklamanın ve fuhuşun yatağı hâline getirilen Kuzey Kıbrıs, gün geçtikçe Türkiye’den kopmakta ve bebek katili Rumlar’ın kucağına doğru kaymaktadır.
Gerçekten de Kuzey Kıbrıs’ta bugün Türkiye lehine hiçbir faaliyet yürütülmediği gibi Kıbrıslılar’ı Türkiye’den nefret ettirmeye yönelik sinsi bir plan işlemektedir.
Acıyla hatırlatmak isterim: Kuzey Kıbrıslılar, Sorosçuların en kuduruk zamanlarında Annan Planı çerçevesinde gerçekleştirilen bir referandumda bağımsızlıklarından vazgeçip Rumlar’ın kölesi olma yönünde EVET oyu kullandıkları hâlde Rumlar şımarıkça bir tavır takınıp HAYIR oyu verdiği için şer odaklarının planı son anda suya düşmüştü. Biz buna “bozguncular istedikleri kadar plan yapsınlar, herkesin planının üzerinde Allah’ın planı vardır, Allah istemeden yaprak bile kıpırdamaz” diyoruz.
Mustafa Akıncı gibigiller bu tür maneviyat işlerinden anlamazlar. Anlasalardı Kıbrıs’ta ruhları gezinen şehitlerden irkilip destur çekerlerdi. Sorosçular Kıbrıs’ta istediklerini aldıklarında herhalde ilk olarak şehit mezarlarını kazıp mübarek naaşları denize atarlar.
Buraya kadar tamam da Kıbrıs’ta çözüm ne olmalıdır? Esas mevzu bu olmakla birlikte en kolay olanı da budur. KKTC’yi Türkiye’nin 82. İli ilan edip Mustafa Akıncı gibigillerin derhal derdest edilip Sinop Cezaevine atılması gerekir. Kuzey Kıbrıs zaten Türkiye’nin değil midir? Efendim, anlamadım… Bir daha sorayım: Kuzey Kıbrıs zaten Türkiye’nin değil midir? Türkiye’nin değil de Yunanistan’ın mı, İsrail’in mi, Rusya’nın mı, Amerika’nın mı? Hayır, elbette Türkiye’nindir. Biz savaşarak, kanımızı dökerek orayı fethettik. Kahraman mehmetçik ve Kıbrıs mücahitleri Kuzey Kıbrıs’ı haçlı kâfirinin tahakkümünden kurtarıp tekrardan Türk yurdu yaptı. Kıbrıs işte bu yüzden Türk’tür ve Türk kalacaktır. Sorosçu hainler istedikleri kadar kıvransınlar; su döner dolaşır akacağı mecrayı bulur.
Hem Doğu Akdeniz’de suların ısındığı şu kritik dönemde Türkiye’nin Kıbrıs’tan feragati değil söz konusu olmak akıllara bile getirilmemelidir. Maalesef 1974’de Batıya boyun eğilerek Kıbrıs’ın tamamının fethi yarıda bırakılmış ve şimdiki problemlerin ilk nüvesi atılmıştır ancak bir problemi ilelebet devam ettirmek anlamsızdır. Mâdem ki modern dünyanın uluslararası hukukunda tanınan, kabul gören bir KKTC yok; o hâlde derhal mevcut saçmalığa son verilmelidir. KKTC’nin Türkiye’den ayrı olması, PKK uzantısı HDP’nin TBMM’de arz-ı endam edip milletin vergileriyle HDP’lilere maaş ödenmesi kadar saçmalık abidesi bir durumdur.
Gelecek nesilleri kendimize güldürmemek için, şehitlerimizin kemiklerini sızlatmamak için yarın değil hemen bugün KKTC Türkiye’nin 82. İli ilan edilmelidir. Karşı koyacak, sokağa çıkacak, eylem yapacak, Türkiye’ye faşizmle suçlayacak ajanlar da daha adım atar atmaz veya ağızlarını açar açmaz kulaklarından tutulup sorguya alınmalıdır. Ciddi bir devlet olmanın ve demokrasinin gereği budur. Laçkalığın, lakaytlığın lüzumu yoktur.