Kapaklı’da bakıldığında 4 kat imar durumu olan yerde bir bina 4 kat diğeri 5 kat olabiliyor, Bir bina 20 metre diğeri 5 metre çekme alabiliyor, Kimine yüzde 40 imar, kimine ise yüzde yüz imar verilebiliyor. Peki tüm bunlar nasıl oluyor, bu çarpık kentleşme neden oluyor? Bu soruya Kapaklı’da yaşayan bir çok kişini cevabı: Ver parayı, al imarı...
Merhaba değerli okur!
23 Nisan 2025 tarihinde Silivri açıklarında meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki deprem, ülkemizdeki deprem gerçeğini bir kez daha hatırlattı. Maalesef ülkemizde depremler oluyor, acılar yaşanıyor ama kısa bir süre sonra tüm yaşananları unutuyor hiçbir şeyi değiştirmeden hayatımıza devam ediyoruz. Deprem sonrası gündeme gelen imar sorunları, konut güvenliği ile ilgili problemler, yapılan hatalar bir anda akıllara gelirken çok geçemeden unutuluyor.
Kapaklı ilçemizde Tekirdağ’ın diğer ilçelerine göre çok yüksek deprem riski olmamasına rağmen, şehirleşmede yaşanan sıkıntılar, sıkıntılı bina stoku ve yaşanan imar tartışmaları nedeniyle deprem riskiyle karşı karşıya.
1986’da belde belediyesi olan Kapaklı’da şehir genelinde imar 3 kat, yüzde 40 imar durumu, bitişik ve ikiz nizam şeklinde belirlenirken 2012 yılında başlatılan genel plan tadilatı ile 3 katlı binalar 4 kata yükseltildi. Geçmişten günümüze Kapaklı’da yapılan binalarda yüzde 40 imar durumu, çekmelerde oynanmasıyla bazen yüzde 60, bazen yüzde 80 bazı yerlerde ise yüzde 100’lere kadar çıktı. Bu durum sokak ve caddelerdeki yoğunluğu artırırken, yapılaşmanın tamamlanmadığı cadde ve sokaklarda bile günümüzde otopark sıkıntısı yaşanmaya başladı. Ayrıca bu durum afet durumlarında çok önemli olan afet toplanma alanlarının yeterince olmamasına ve güvenli alanların oluşmamasına neden oldu.
Bir bölgenin imar planı hazırlanırken, o bölgenin zemin yapısı dikkate alınır ve buna göre planlar hazırlanır. Hal böyle iken hazırlanan imar planının dışına çıkılması ve yoğunluk (bina sayısı, kat sayısı, nüfus) artırılırsa, zemin üzerindeki yük artar. Zemin taşıma kapasitesini aşarsa, deprem sırasında zemin sıvılaşabilir, çökmeler meydana gelebilir.
Ayrıca imar düzenlemeleriyle boş alanlar (parklar, okul bahçeleri, toplanma alanları) azaltılırsa, deprem sonrası toplanma ve tahliye alanları yetersiz olur. İnsanlar sokaklara ve tehlikeli alanlara yığılır, can kayıpları artar.
Kapaklı’da tam olarak böyle bir tehlike ile karşı karşıya. Verilen imar durumları ve yapılan inşaatlar ile birlikte bina yoğunlukları artmakta her geçen gün çarpık kentleşme ise büyümektedir.
Kapaklı’da bakıldığında 4 kat imar durumu olan yerde bir bina 4 kat diğeri 5 kat olabiliyor.
Bir bina 20 metre diğeri 5 metre çekme alabiliyor.
Bazı arsalarda ters tevhit yapılırken bazılarında yapılmıyor.
Kimine yüzde 40 imar, kimine ise yüzde yüz imar verilebiliyor.
Peki tüm bunlar nasıl oluyor, bu çarpık kentleşme neden oluyor?
Ekonomik sorunların bu kadar yoğun olduğu dönemde bile bazıları nasıl oluyor da kaynağı belirsiz bir şekilde zenginleşebiliyor?
Bu soruya Kapaklı’da yaşayan bir çok kişini cevabı: Ver parayı, al imarı...
Para alınıyor mu, kimler alıyor, kimler veriyor, nerede ne şekilde alıp veriliyor? Bu söylemler, iddialar ne kadar doğru bizler bilemeyiz. Ama kapımızda deprem gerçeği varken, Kapaklı her geçen gün yaşanmaz bir şehir haline gelirken bu durumdan rahatsız olan tüm vatandaşlarımızın sesi olmak için yetkilileri göreve davet ediyoruz.
Varsa sorumlular tespit edilsin, bu çarpık kentleşmeye Kapaklı’da geçit verilmesin.
Kapaklı’da artık rüşvet ile imar kelimelerini yan yana duymak istemiyoruz.
Olumsuzlukların değil, güzelliklerin konuşulduğu bir Kapaklı dileğiyle
Kalın sağlıcakla...